Mustafa Nazlıer: Bozkurt’taki olay afet ya da sel değil – 2. Bölüm

İlk aşamada risk linkte yer alan yazı içeriğinde de açıkça belirtildiği üzere siyasi sorumsuzluk sonucu başlıyor. Yazı 21 Aralık 1952 yılımda hangi gerekçe ile hangi gerçek dışı bilgiler ile ilçe yapıldığı açıkça belirtilmiş durumda. Zorlama ile Bozkurt ilçesi unvanı alan “dere yatağı ilçesi” ve Abana arasında insan faktörünün yol açtığı ve riskin ilk başladığı sürecin bu gün mühendislik grubumuz ile yapılan incelemesinde olay teknik yönleriyle açıklanarak NEDEN AFET DEĞİLDİR anlaşılabilir olacaktır.

Bozkurt selleri konusunda ilk yazımız Riskin nasıl başladığını açıklıyordu. Aşağıdaki linki mutlaka okuyunuz. Aksi halde ülkemizde yaşanan afet adı altındaki gerekçesiz sorunları anlamak mümkün değil.

LİNK

Kastamonu İli Bozkurt İlçesinde yaşanan taşkın ve sel hadisesine ilişkin 2. Yazımızda; hadise karakteristiği, hasar mekanizmaları ve kök neden veya nedenlerin belirlenmesine yönelik çalışmalarımız 2019 yılında yayınlanan Taşkın Yönetim Planının İncelenmesi ve Kamu Otoritesi tarafından alınan karar doğrultusunda bölgenin Afete Maruz Bölge olarak ilan edilmesi başlıkları kapsamında irdelenmiştir.

Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planının İncelenmesi

Söz konusu taşkın yönetim planı 2019 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanmıştır. Planın içeriğinde Batı Karadeniz havzası için gerçekleşebilecek taşkın hadiselerine ilişkin modellemeler yapılmış ve yapılan analizler doğrultusunda taşkın tehlike ve risk haritaları oluşturulmuştur. Raporda mevcut durum analizi gerçekleştirilmiş ve taşkın riskine karşı yapılması gereken yapısal önlemlere ilişkin önerilerde bulunulmuştur. Taşkın yönetim planında yer alan risk ve tehlike haritalarına erişim http://taskinyonetimiportal.tarimorman.gov.tr/ adresinden sağlanmakta olup, Q500 taşkın tekerrür debisi için Bozkurt İlçe merkezindeki birçok yapı taşkına karşı çok yüksek, yüksek ve orta seviyede riskli olarak belirtilmektedir.

Şekil 1 Bozkurt İlçe Merkezi Risk Haritası Q500
Şekil 1 Bozkurt İlçe Merkezi Risk Haritası Q500

Ayrıca taşkın yönetim portalında su derinliği haritası incelendiğinde; Q500 debisi için Bozkurt ilçesinin tamamen su altında kalacağı belirtilmektedir.

Şekil 2 Bozkurt İlçe Merkezi Su Derinliği Haritası Q500
Şekil 2 Bozkurt İlçe Merkezi Su Derinliği Haritası Q500

Taşkın yönetim planına göre Q500 debisi ile sular altında kalacağı Bozkurt ilçe merkezinde yoğun şekilde şehirleşmenin bulunması, yaşanılan hadisenin özeti niteliğindedir.

Ayrıca ilgili raporda taşkın hadiselerinin oluşumu ve sebeplerine ilişkin genel değerlendirmeler yer almaktadır.

“1. Dereler üzerinde bulunan sanat yapılarının membadan gelen rusubat ya da atıklar yüzünden tıkanması ve tam kapasite çalışamıyor olması,
2. Bazı mevcut sanat yapılarının kesitinin yetersiz olması,
3. Plansız kentleşme nedeniyle dere yataklarına yerleşim yapılması,
4. Dere yataklarından malzeme alınarak dere akış rejiminin ve dere yatağı morfolojisinin bozulması,
5. Dere yataklarına malzeme boşaltılarak derenin kapasitesinin azaltılması,
6. Meydana gelen ani yağışlar,
7. Mansap şartının sağlanmamasıdır.”

Bozkurt Merkez’de meydana gelen taşkın ve sel hadisesi sonrasında yayınlanan değerlendirme raporları incelendiğinde ve sahada yapılan gözlem ve incelemelerde de yukarıda maddeler olarak yer verilen taşkın hadise oluşumuna ilişkin birçok maddenin yaşanan sel hadisesine etkisi ve katkısı olduğu saptanmıştır.

Yaşanan taşkın hadisesi meydana gelen şiddetli yağışlar ile başlamış, dere yatağını besleyen diğer akarsu kollarında, yağışların şiddetine bağlı olarak zeminin suya doyması ve akışın yüzeysel akışa geçmesi ile birlikte debinin artması ile devam etmiştir. Plansız yapılaşma, dere kesitinin sanat yapıları (araç, yaya köprüleri) ile daraltılması, rusubat temizliğinin yapılmaması ise taşkın hadisesinin yaşanmasının gerekçelerini oluşturmaktadır.

Şekil 3 Bozkurt İlçesi Risk Durumu
Şekil 3 Bozkurt İlçesi Risk Durumu

Raporun sonuçlar bölümünde Bozkurt ve Abana özelinde de değerlendirmelere yer verilmiştir. Hesaplamalarda 500, 100 ve 50 yıllık taşkın tekerrür debileri için yüksek taşkın ihtimalinin bulunduğu, yapılan modelleme ve analizlerde özellikle derenin sağ sahilinde taşkın tehlike riskinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Aşağıda 500,100 ve 50 yıllık taşkın tekerrür debileri için hesaplanan debi pik değerleri yer almaktadır.

Şekil 4 2019 Taşkın Yönetim Planı Debi Pik Değerleri
Şekil 4 2019 Taşkın Yönetim Planı Debi Pik Değerleri

Bunun yanı sıra bölgede yapılan incelemeler doğrultusunda mevcut taşkın yapılarının yetersiz olduğu ve aşağıdaki tabloda belirtilen tedbirlerin alınması gerektiği belirtilmektedir.

Şekil 5 Bozkurt İlçesi İçin Tedbirler Tablosu
Şekil 5 Bozkurt İlçesi İçin Tedbirler Tablosu

İlgili raporda Q500 taşkın tekerrür debisi ile gerçekleşebilecek taşkın hadisesi sonrasında Abanda ve Bozkurt İlçe merkezinde etkilenen tahmini nüfus oranın %46 seviyelerinde olacağı anlaşılmaktadır. Tüm tablo incelendiğinde oransal olarak en fazla etkilenen alanın Bozkurt ve Abana İlçe merkezleri olacağı görülmektedir. (Aşağıdaki görselde tablonun tamamı yer almamaktadır). Aslında bu durum yaşanan taşkın hadisesinin önceden öngörülebilir, planlanabilir ve önlenebilir olduğunun bir göstergesidir.

Şekil 6 Q500 Etkilenen Tahmini Nüfus
Şekil 6 Q500 Etkilenen Tahmini Nüfus

İlgili bakanlık tarafından yapılan çalışmalar göz önüne alındığında; yapılan mühendislik ve bilimsel hesaplamalar ile riskin öngörülebilirliği, gerçekleşme ihtimali ve neticesindeki oluşabilecek kayıpların önüne maalesef geçilmemiş aksine beklenen taşkın durumunda taşkın havzası içerisine yerleşim ve imar izinleri verilmiştir. Riskin yarattığı hasar sonrasındaki sonuçlar anlık olarak riskin farkında olunması konusunda belirleyici olmuştur. Ülkemizde meydana gelen ve ağır kayıpların olduğu birçok deprem, sel vb. doğal afetler gibi, Bozkurt ilçesindeki taşkın hadisesi sonrasında da alınması gereken önlem ve tedbirler ile yapılmış olan eksiklikler gündeme gelmiştir. Bugün Bozkurt’ta meydana gelen ve şehrin yeniden yapılanmasına neden olan olaylar silsilesi neredeyse ülkemizdeki tüm dere yataklarında afetler ile sonuçlanabilir. Kamusal algının ötesinde bilimsel olgulara dayalı yöntemler ile bu tür hadiseler sonucundaki kayıpların azaltılması, önlenmesi mümkündür.

Afete Maruz Bölge Kararının İncelenmesi

11.08.2021 tarihinde meydana gelen taşkın hadisesinden sonra AFAD ve DSİ tarafından 25.08.2021 tarihinde tanzim edilen Jeolojik Etüt Raporu içeriğinde taşkın anındaki debinin 1189 m³ / s olarak hesaplandığı belirtilmektedir. Yapılan hesaplamalar doğrultusunda debinin taşkın yönetim planında yer alan 500 yıllık tekerrür debisinin çok üzerinde olduğu anlaşılmaktadır.

Ayrıca söz konusu rapor tanzimi sonrasında Cumhurbaşkanlığı tarafından alınan 06.09.2021 tarihli 4477 sayılı karar doğrultusunda bölgedeki bazı kısımlar için afete maruz bölge olarak ilan edilmiş ve bu bölge yapı ve ikamete yasaklı alan olarak kabul edilmiştir. Bu kapsamda kamu otoritesi kararı ile bölgedeki yapıların taşkın sonrası durumu için 4 farklı tanımlama yapılmıştır.

a.Yıkık / Acil Yıkılacak
b.Afete Maruz Bölge
c.Kentsel Dönüşüm
d.Ağır Hasarlı

Şekil 7 Sel Afeti Tespit Paftası
Şekil 7 Sel Afeti Tespit Paftası

Bu kapsamda yayınlanan sel afeti paftası incelendiğinde ve bölgede birçok kez tarafımızca da yapılan saha ziyaretlerindeki gözlemler ile karşılaştırıldığında, taşkın ve selden dolayı doğrudan etkilenen alanların büyük bir bölümünün yapıların bodrum kat, zemin kat ve 1.kat olduğu tespit edilmiş, ancak bu yapılarda ağır yapısal hasarın bulunmadığı görülmüştür. Islah kanalının taşması ve su seviyesinin kanal civarında yükselmesi nedeniyle mevcut yapıların küçük bir bölümünde ağır yapısal hasar, bir bölümünde ise yalnızca bodrum zemin ve 1. katlarda yapısal hasar olarak değerlendirilemeyecek nitelikte kayıp ve zararlar meydana gelmiştir.

Bozkurt İlçe merkezinde, İlçe merkezine göre dere yatağı mansabında bulunan sanayi sitesi civarında arazinin düz ve geniş olması taşkından dolayı oluşan zararı artırmıştır.

Paftadaki Yan dere olarak adlandırılan bölgedeki afete maruz bölge olarak belirtilen yapılar incelendiğinde, binaların altından geçen kanalın bulunduğu görülmüştür. Söz konusu binalarda yapısal veya yapısal olmayan herhangi bir deformasyon gözlemlenmediği gibi, dere yatağına göre konumu ve kot farkı nedeniyle taşkın ve selden de etkilenmemiştir. Ancak alınan kararın sonuçları yıllar önce izin verilmemesi gereken ancak politik kararlar ile yapımına izin verilen yapıların yıkımı ile sonuçlanacaktır.

Yapılan saha ziyaretlerimizde, birçok yapı için yıkım işlemlerinin başladığı ve bu binalarda yapısal sınırlı kaldığı görülmüş, ancak bitişik nizama sahip 2 yapıdan biri için yıkım kararı alınmışken bir diğeri için bu tür bir kararın alınmadığı görülmüştür. Afet sonrasında dahi bilimsel yaklaşım ve tespit yöntemi maalesef uygulanmamaktadır. Taşkın yatağındaki bölgesinde, gerçekleşecek taşkın ve sel riski karşısında aynı hadise karakteristiğine maruz kalabilecek durumdaki yapılar için aynı kararların alınmamasının gerekçesi ise bilinmemektedir.

Kamu otoritesi tarafından alınan kararlar ile daha önce iskanına yine kamu otoritesi tarafından verilmiş izinler ile çelişmektedir. Bu bölgeler riskli ise neden yapılaşma izni verildi? Risk yok ise neden hasarsız yapılar yıkılmakta?

Şehirleşen bölge içerisinde ilk yapılaşmanın başlangıcı itibariyle süregelen zamanda yaşanan büyüklü küçüklü taşkın hadiselerine rağmen gerçekleşen taşkın riskini 3 başlıkta incelemek mümkündür.

Riskin Başlangıcı İtibariyle;

• Risk bir doğa olayı olan yağışlar ile başlamıştır.
• Yağışlarla gelen su arazi ve zemin karakteristiğine bağlı olarak yüzeysel akışa geçmiştir.
• Havzadaki yüzeysel akış cazibe ile dere yataklarında toplanmıştır.
• Akış ve yağışlara bağlı olarak Ezine Çay’daki debi miktarı artmıştır.

Riskin Gelişmesi İtibariyle;

• Ezine Çayı ıslah kanalı çevresinde taşkın yatağında olan mevcut yapılaşma ve yapılaşmanın halen devam etmesi,
• Islah kanalı üzerine yapılan yaya ve araç geçiş köprüleri ile dere yatağı kesitinin daraltılması,
• Islah kanalında düzenli teresübat temizlik çalışmalarının yapılmaması,
• Yağışlar ve sel ile birlikte taşınan orman emvalinin çay üzerine inşa edilmiş köprülerin tıkanmasına ve yıkılmasına neden olması
• Islah kanalı çevresindeki yapıların bodrum katlarının kanal çevresindeki yol kotunun altında kalması.
• Kanal içerisinde rüsubat birikimi ve sel ile birlikte orman emvalinin engellenememesi ile su seviyesinin yükselmesi
• Islah kanalının yetersizliği,
• Tüm şehrin taşkın havzası içerisinde yer alması,

Riskin Gerçekleşmesi İtibariyle;

• Bölgede oluşan tahribat ve kamu otoritesi tarafından alınan kararlar doğrultusunda yıkım, kentsel dönüşüm ve yardım kararları.

Sonuç olarak; yaşanan her olumsuz hadisenin afet olarak yorumlanması, hadisenin gerçek sebebinin, gerekçelerinin doğru olarak belirlenmemesi ve herhangi bir çıkarım / önlem alınmaması ülkemizdeki “AFET” sayısını epey artırmaktadır. Bozkurt özelinde yaşanılan hadise “AFET” tanımından uzak “FELAKET” seviyesinde plansızlığın, bilimsizlik ve bilinçsizliğin bir sonucudur.

Ezine Çayı yağış sonrasında doğal olarak taşkın yatağına yönelmiş ve taşkın yatağında akışını sürdürmüştür. Doğal olmayan, harici hiçbir hadise ve etki yaşanmamış ancak sonuçlarının adına “AFET” denilmektedir…

Siyasetin, bilim üstüne çıktığı yer riskin başladığı alandır. Ve mutlaka sonu felakettir. Ama afet değildir. Son yıllarda yaşanan maden kazaları, şehir selleri, depremler, tren kazaları ve yangınlar gibi başlığı afet olan konuların Kök Sebebi incelendiğinde acı siyaset hikayelerine tanık oluyoruz.

Ateş düştüğü yeri yakıyor. Konuları daha iyi anlamak için başımıza böyle bir felaket gelmesini beklememeliyiz. Bilim ve bilim insanlarını daha çok dikkatte almak zorunda olduğumuz gerçeğine alışmalıyız. Küresel ısınma en önemli sorun olarak tüm dünyada kendisine yer bulurken ülkemizde yeterince anlaşılmadığını gözlüyoruz.

Bozkurt selleri için 3 ncü bir final yazısı sunacağız. Hukuki gerekçeleriyle rücu edilmesi gerektiğini, sorumluların olduğu, doğal afet olmadığını, göz göre göre gerçekleştiğini delilleri ile yazacağız. Hasar ve zarar bir sonuçtur. Gerçekleşen riski kusursuz incelemek mutlaka gereklidir. Kök sebebi bilinmeyen her olay afet veya başka tanımlar ile isim bulsa da hiç bir şey göründüğü gibi değildir ve saklı kalamaz.

3. yazıda görüşmek üzere ………..

Diğer Yazılarımız
Çatı Tipi Güneş Enerjisi Santralleri Risk ve Hasar Uygulamaları Risk Bülteni
Deprem Riskinin İncelenmesi, Sigorta Sektörü Açısından Değerlendirilmesi, Marmara Modellemesi ve Öneriler Risk Bülteni
Taşkın Riskinin İncelenmesi, İnşaat All Risk Klozları’ na Göre Taşkın Riskinin Değerlendirilmesi Risk Bülteni
Biyokütle Enerji Santralleri İşletmelerinin Sigortalanmasında Olası Riskler ve Risklerin Değerlendirmeleri Risk Bülteni
Enerji Nakil Hatlarında Oluşan Buz ve Rüzgâr Yükünün İncelenmesi Risk Bülteni
Karadeniz Bölgesi Enerji Santrallerinde Sel / Heyelan Hasarları Haberler
Giresun Sel Felaketi Haberler
Patlayıcı Tesislerinde Risk Yönetimi Üzerine Haberler
Beyrut Çalışma Ekibimiz Hazır Haberler
part1.CB9BF41B.60C46FCE@ekolekspertiz.com
Yeni Nesil Termal Kamera Sistemleri Haberler
Wise Eyes – Bilge Gözler Haberler
Hiçbir Uçak Sigortasız Uçamaz Haberler
Elazığ ve Malatya Depremleri Haberler
Rüzgar Ölçüm Direklerinin Sigortalanmasında Olası Riskler ve Risklerin Değerlendirmeleri Risk Bülteni
Türkiye’ de Uygulanan Tasarım Hesaplarının Küresel Isınma Ve Değişen İklim Koşullarına Göre Sigorta Tekniği Bakımından İncelenmesi Risk Bülteni
EKOL ; İzmir ilinde deprem sonrası hasar tespit çalışmalarına başladı. Haberler
“İzmir” Deprem Ayıpları Ortaya Çıkıyor Haberler
Genel müdürümüz Sn. Mustafa Nazlıer, Sigorta Medya ‘nın düzenlediği Sigorta Ekranı programına konuk oldu. Programda, depremler hakkında bilgi paylaşımları yapıldı. Haberler
Deprem Koasürans Uygulamaları ve Tazminat Hesaplamaları Risk Bülteni
ELİT İPLİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ DEN EKOL EKSPERTİZ’ E TEŞEKKÜR YAZISI Duyurular
KONYA ŞEKER SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ DEN EKOL EKSPERTİZ’ E TEŞEKKÜR YAZISI Duyurular
Sektörde Endüstri 4.0: Bilge Gözler Duyurular
Doğalgaz Çevrim Santralleri ve Gaz Türbinleri Risk Bülteni
ENERJİ NAKİL HATLARINDA ETKİN RİSKLERİN İNCELENMESİ Risk Bülteni
Prof. Dr. Osman SEVAİOĞLU anısına…. Risk Bülteni
EKOL; ATB İş Merkezi yangın hasar tespit sürecini tamamlamak üzere yoğun çalışmalarını sürdürüyor. Haberler
AZİZ HALI TEKSTİL PLASTİK GIDA SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.’ DEN TEŞEKKÜR YAZISI Duyurular
ORMAN YANGINLARI Haberler
Kastamonu Sel Hasarları Haberler
BOZKURT; Sel değil, Afet hiç değil. Su yolunda akıyor. Haberler
Mustafa Nazlıer: Bozkurt’taki olay afet ya da sel değil* Haberler
SİGORTA ZEKASI
SİGORTA ZEKASI Risk Bülteni
Kurumsal Riskler için ‘Sigorta Zekası’ ve yine yeniden deme zamanı! Duyurular
Karayollarında Yapım Kriterleri, Evreleri, Yüksek Frekanslı Hasar Türleri ve Öneriler Risk Bülteni
Mustafa Nazlıer: Bozkurt’taki olay afet ya da sel değil – 2. Bölüm Haberler
Enerji Santrallerinde Artan Hırsızlık Hadiseleri Risk – Hasar Değerlendirmesi Risk Bülteni
2022 Türkiye Sigorta Fuarı Insurtech Ödülleri Duyurular
Ekol Ekspertiz, Ekol Risk ve IGC Danışmanlık – Allianz Teknik Akredite Deprem & Yangın Test ve Eğitim Merkezi Ziyareti Duyurular
SİGORTACILIK MAKALE YARIŞMASI Duyurular
İklim Değişikliği ve Yeni Hasar Modelleri Haberler
ANKARA AKYURT SELLERİ RÜCU VE SORUMLULUK TESPİTİ Haberler
TÜRK SİGORTA SEKTÖRÜ İÇİN MAKRO RİSK DEĞERLENDİRME & 2023 YILI ÖNGÖRÜLERİ Risk Bülteni
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE Haberler
DEPREM DEĞERLENDİRMELERİ Haberler
KAHRAMANMARAŞ / PAZARCIK DEPREMLERİNİN GÜNEŞ ENERJİ SANTRALLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Risk Bülteni
DARO MENSUCAT SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ.’DEN TEŞEKKÜR YAZISI Duyurular
30. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ Duyurular
Kocaeli Derince Limanı’nda Meydana Gelen Patlama Duyurular
Yüksek Hızlı Tren (YHT) Hattında Meydana Gelen Test Treni Deray Kazası Haberler
Cumhuriyet Bayramımızın 100. Yılı kutlu olsun! Duyurular
Türk milletinin büyük kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 85. yılında saygı ve minnetle anıyoruz. Haberler
INSURTECH 2023 Duyurular
Yeni Yıl Tebriği Duyurular
iCAN Birmingham’ın Uluslararası Kadınlar Günü: Engelleri Aşma Etkinliği Duyurular